Alkol, kötüye kullanım ve bağımlılığa en sık yol açan maddedir. Tolerans ve yoksunluk gelişmişse, madde kötüye kullanımının madde bağımlılığına dönüştüğünden söz edilebilir.
Tolerans, aynı etkiyi sağlamak için artan miktarlarda madde kullanmaya gereksinim duyma olarak tanımlanır. Yoksunluk, kullanılan maddenin tamamen kesilmesi veya miktarının azaltılmasından sonra bedensel ve ruhsal belirtilerin ortaya çıkmasıdır (E. Köroğlu, Psikiyatri El Kitabı).
Alkol (ve diğer maddelerin) kötüye kullanımı aşağıdakilerden en az birinin bulunması ile belirlidir;
- Madde kullanımı işyerinde, okulda ya da evde başlıca yükümlülüklerin yerine getirilmesinde yetersizliklere yol açar.
- Tehlike doğurabilecek durumlarda (örneğin araba kullanma) yineleyerek kullanılır.
- Madde kullanımı ile ilişkili olarak yineleyen yasal sorunlar olur.
- Ruhsal, tıbbi ve kişiler arası sorunlara yol açmasına karşın madde kullanımı sürdürülür.
Madde bağımlılığı, madde kötüye kullanımı tanısının üzerinde onun yerine geçer ve aşağıdakilerden en az üçünün bulunması ile belirlidir:
- Tolerans
- Yoksunluk
- İstem dışı aşırı kullanma
- Kullanımı denetim alma çabalarının sürekli olarak başarısızlıkla sonuçlanması
- Söz konusu maddeyi elde etmek için çok zaman harcanması
- Madde kullanımının bir sonucu olarak toplumsal, mesleki etkinlikler ya da boş zaman etkinliklerinin azalması
- Zararlı etkileri bilinmesine karşı madde kullanımın sürdürülmesi
Alkol en sık kullanılan madde olup, toplumda kadınlarda %5, erkeklerde %10 oranında alkol bağımlılığının tanı ölçütlerinin karşılandığı düşünülmektedir.
Alkol kötüye kullanımında genetik ve psikososyal etkenler söz konusudur. Klinik bulgu olarak palmar eritem (avuç içlerinde simetrik kızarıklık), akne rozasea, yağlı karaciğer, eritrosit hacminde büyüme olabilir. İleri dönemde karaciğer sirozuna bağlı bulgular gözlenir.