Vitamin B12; alınan besinlerin sindirimi ve emilimi, protein yapımı, yağ ve karbohidrat yıkımı, demir oluşumu, asetilkolin üretimi, sinir hücrelerinin korunması ve doğurganlık için gerekli olan bir vitamindir.
Eksikliği, yetersiz alımından çok malabsorbsiyona (emilim bozukluğu) bağlıdır ve bu durum yaşlılarda sık görülen bir durumdur. Aşırı antiasit kullanımı (mide için), uzun süreli histamin2 blokörü kullanımı, alkolizm, karaciğer ve böbrek hastalıklarında eksikliği sık görülür. Kötü beslenenler (anoreksiya nervozası olanlar), vejetaryenler, gastrik bypass operasyonu geçirenlerde de sıktır.
Hastanın kan alınmadan önceki gece aç kalması ve ölçüm günü vitamin C, florür ve alkol almaması gerekir. Olağan değer aralığı 250-1000 pg/mL dir.
Psikiyatri açısından önemi; vitamin B12 eksikliği konfüzyon, deliryum, psikoz, uykulu olma hali, apati, kişilik değişiklikleri, sanrılar, bilişsel bozukluklar (özellikle bellek bozukluğu) gibi ruhsal belirtilere yol açabilmektedir. Ayrıca baş dönmesi, yorgunluk, bitkinlik gibi özgül olmayan belirtilere de neden olabilmektedir (E. Köroğlu, HOPE 2015). Sakarlık, kulak çınlaması, konuşma veya görme bozukluğu, periferik nöropati gibi belirsizlikler taşıyan sinir dizgesi belirtilerinde de değerlendirilmesi önemlidir.
Folik asit ile birlikte yetersizliğinde megaloblastik anemi görülebilir. Vitamin B 12 eksikliği çok yavaş gelişirse de B
12 depoları bir kez boşalma eşiğine gelince, belirtileri haftalar ya da aylarca sürer. Tedaviye başlandıktan 2 ve 8 hafta sonra tam kan sayımının yapılarak aneminin takibi önerilmektedir.