ANTİPSİKOTİK İLAÇLARIN KULLANIMINDA TAKİP İLKELERİ

Antipsikotik ilaçlar (klorpromazin, haloperidol, trifluoperazin, zuklopentiksol, fluanxol, pimozid, sülpirid, amisülpirid, risperidon, olanzapin, ketiapin, ziprasidon, aripiprazol, asenapin, paliperidon vs.); psikotik bozukluklar, duygudurum bozuklukları (bipolar bozukluk, depresyon vs.), davranış bozuklukları, demans, madde kullanım bozuklukları gibi ruhsal hastalıkların tedavisinde kullanılır.

Antipsikotik ilaç tedavisine başlanmasının ardından; genellikle tedavinin 1.ve 6. haftaları arasında oldukça hızlı bir iyileşme görülür. Devam eden süreçte de ek iyileşme beklenmektedir.

Antipsikotik ilaçların yan etkilerine göre sık sık doz ayarlaması gerekebilir. Ancak tedavi yanıtlarına göre sık doz ayarlaması genelde gerekmez, çünkü bu ilaçların yarı ömrü uzundur (E. Köroğlu, HOPE, 2015).

İki haftalık bir süre içinde, verilen antipsikotik ilaca hiç yanıt alınamayan hastalarda ilacın değiştirilmesi gerekebilir. Ancak belirli ölçüde yanıt alınmış olan hastalarda 6-12 hafta gibi bir sürecin beklenmesi uygun olacaktır.

Tedaviye yanıt alınan hastalarda, rahatsızlığın yineleme olasılığını azaltmak için uzun süreli (2-5 yıl bazen ömür boyu) sürdürme tedavisi önerilmektedir.

Antipsikotik ilaçların birden bırakılması ya da dozun büyük ölçüde azaltılması; bulantı, kusma, ishal, soğuk terleme, kas ağrıları, bunaltı, uykusuzluk gibi bir takım bırakma (kesilme) belirtilerine neden olabilir. Klinik olarak psikotik bozukluğun tekrar tetiklenmesi ya da alevlenmesi genelde 2-3 hafta içinde ortaya çıkar.

Tedavi başlangıcında klinik öykü ve bulgulara göre bazı laboratuvar ölçümlerinin yapılması önerilmektedir; açlık kan şekeri, açlık lipid ölçümleri, tam kan sayımı, elektrolit bakımı, EKG vs.

Metabolik sendrom gelişim riski açısından; tedavi başlangıcında ve ilk 3 ayda ay da bir kez, sonraki dönemde 3 ayda bir vücut kitlesi göstergesinin ölçümü gereklidir.

Yılda bir kez bel çevresi ölçümü ve EKG değerlendirilmelidir. 3.ay ve yılda bir kez açlık kan şekeri, kan lipid ölçümü, tam kan sayımı önerilmektedir. Gereğinde prolaktin hormonu (PRL) düzeyi değerlendirilmelidir.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir