Günümüzde bilgisayar, internet, cep telefonu ve son olarak da akıllı telefonlar günlük yaşamın vazgeçilmez ögeleri haline gelmiştir. Bu cihazlar günlük yaşamımıza birçok kolaylık getirmesinin yanı sıra kişilerarası ilişkiler, fiziksel ve ruhsal sağlık, genel işlevsellik üzerine etki ederek birçok olumsuz sonuca neden olabilmektedir. Akıllı telefonların insanları “her an”, her yerde”, “herkes ile” hareket halinde olsa bile iletişim halinde olmalarını sağlaması, vazgeçilmez nesneler olmalarına neden olmaktadır.
Günlük yaşam ve kişiler arası ilişkilerdeki işlevselliğin etkilenmesi, yineleyici davranış bozukluklarının; “bağımlılık” kavramı açısından değerlendirilmesini gerektirmektedir (S. Nurmedov; Türkiye Psik. Der., Psikiyatride Güncel Dergisi).
Davranışsal bağımlılıkların temelinde yineleyici davranışlar yer almaktadır. Bireylere haz veren davranışlar, yinelendikçe zamanla “alışkanlık” durumuna gelir. Kişi kendisini iyi hissettiren bir duyguyu yaşamak için bu davranışını yineler. Davranışları kontrol etmekte güçlük, davranışın engellenmesiyle gerginlik gibi bulguların ortaya çıkması belirgindir. Sürekli olarak kullanılan akıllı telefonlar, onsuz “kaybolmuş” olacağını düşündürecek kadar hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelirler.
Bir araştırmada problemli mobil telefon kullanımını belirleyen faktörler olarak; genç yaş, kendisi ile ilgili olumsuz düşüncelere sahip olma, özgüven ve öz yeterliliğin eksikliği, aşırı dışavurum veya içe kapanıklık, dürtüsellik ve heyecan arama davranışı tanımlanmıştır ( A.Bianchi, JG Phillips).
“Nomofobi” İngilizce “no mobile” ve “phobia” kelimelerinden türetilmiştir. Cep telefonundan mahrum kalma ve/veya cep telefonu yoluyla iletişimden kopmaktan korkma olarak tanımlanır. Nomofobi nispeten yeni tanımlanan bir olgudur (İngiltere 2008). Giderek yaygınlaşması konunun önemini artırmaktadır. Halen tanımlama ve belirtilerini belirleme çalışmaları devam etmektedir. Kişinin telefonunu asla kapatmaması, obsesif bir biçimde cep telefonunun yanında olup olmadığını kontrol etmesi dikkat çekicidir. Telefonu kaybetme endişesi, cep telefonu ile uyumak, büyük harcamaları ve ödemeleri cep telefonundan yapmak, insanlarla yüz yüze görüşmek yerine sanal ortamda iletişim kurmayı tercih etmek belirgin belirtilerdendir. Kişinin sağlığı ve günlük yaşamı olumsuz etkilenmektedir.
Önerilen tedavi yöntemleri genelde psikoterapi ve bir takım ilaç kombinasyonları şeklindedir. Bilişsel davranışçı psikoterapi etkin bir yöntem olarak önerilmektedir. Bu bozukluk genellikle tedaviye ilk başvuru nedeni değildir. Birçok ruhsal hastalıklara eşlik ederek, ciddi psikososyal sorunlara neden olabilmektedir.